BU SENE BOYKOT ÇAĞRISI YOK

Halil UygunAralarında Belçika Diyanet Vakfı ve Belçika İslam Federasyonu’nun da bulunduğu 8 İslami kuruluşun oluşturduğu Koordinasyon Konseyi bu sene Belçika’da kurbanı ‘boykot’ çağrısı yapmayacaklarını duyurdu. Geçen sene uyuşturma şartına tepki olarak Koordinasyon Konseyi Müslümanlara Belçika’da Kurban kesmeyin çağrısı yapmıştı. Belçika’da uzun süredir devam eden kurban tartışması yeniden alevlendi. Flaman Bölge Hükümeti Meclisi’nde Flaman Bölge Hükümeti Hayvan Refahı Bakanı Ben Weyts Müslüman kuruluşların uzlaşmaya açık olmadığını ifade etti. Geçen sene geçici kesimhanelere uyuşturma şartı getiren Weyts’e karşı Müslüman kuruluşlar kurban kesimini boykot çağrısı yapmıştı. Bu sene kalıcı bir çözüm için Müslümanlarla yapıcı bir diyalog için girişimde bulunduğu söyleyen Bakan, şubat ayında farklı İslami kuruluşlarla bir araya geldiğini söyledi. Weyts, “Yeterince dinlenmediklerini iddia eden Türk ve Fas İslami kuruluşlara davet gönderdim. 8 Şubat’ta bir araya geldik fakat toplantıdan birkaç gün önce bana dava açtıklarını öğrendim. Bunun çok yapıcı bir tutum olduğunu düşünmüyorum” dedi.

Din özgürlüğü nerede
Belçika İslami Kuruluşlar Koordinasyon Konseyi (CIB) gececi kesimhanelerde uyuşturma şartının din özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle 5 Şubat 2016 tarihinde Bakan Weyts’e dava açmıştı. Meclis oturumunda Weyts ayrıca Müslümanların hiçbir çözüm önerisine açık olmadıklarını ve geçici kesimhanelerde yeniden şoksuz kesimde ısrar ettiklerini savundu. CIB sözcüsü Chabi Tahar ise bakanın bu sözlerini yalandı. Bakan Weyts’in doğruları anlatmadığını savunan Tahar, “Biz geçici kesimhanelerde her şey eskisi gibi olsun demiyoruz. Normal kesimhanelerin kapasitesi yetersiz olduğu için bu kesimhaneler geçici çözüm olarak getirildi. Biz kalıcı biz çözüm istiyoruz” dedi. Geçen sene “Belçika’da kesmeyin” çağrısını bu sene yenilemeyeceklerini de ifade eden Tahar, yasal yollarla Müslümanların haklarını savunacaklarını söyledi. Bakan’a karşı davanın olumsuz neticelendiği takdirde ise konuyu önce temyiz ardından da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar taşıyacaklarını söyledi