Kâmil Yılmaz
MAINZ – Rheinland-Pfalz Eyalet Başbakanı Malu Dreyer, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Mainz Merkez Yunus Emre Camii’nde düzenlenen iftar sofrasına katıldı. Rheinland-Pfalz (RLP) DİTİB Eyalet Birliği tarafından düzenen iftar sofrasında, DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Mainz Başkonsolosu Mehmet Akif İnam, Mainz DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Uslu, DİTİB Eyalet Birliği Başkanları Cihan Şen (Rheinland-Pfalz), Erkan Kahveci (Saarland), Salih Özkan (Hessen), RLP eyalet birliği, kadın, gençlik ve veliler kolu ile Yunus Emre Camii’nin yönetim kurulu üyeleri, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ve dini cemaatlerin temsilcileri, akademisyenler ile çok sayıda davetli bir araya geldi.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programının açılış konuşmasını Eyalet Birliği Başkanı Cihan Şen yaptı.
İşbirliğiyle zorlukların üstesinden gelinmeli
Hızlı yaşamın getirdiği zorluklar, sabır ve işbirliği gibi değerler üzerinde duran Şen, Rheinland-Pfalz eyaletindeki Müslüman topluluğun devletle yaptığı işbirliğine vurgu yaptı. Bu yıl hem Hıristiyan hem de İslami oruç dönemlerini aynı anda yaşandığını ifade eden Şen, dünya genelindeki çatışmalar ve sıkıntılara dikkat çekerek, yardıma ihtiyacı olanlara destek olma çağrısı yaptı. Birlik ve işbirliği mesajlarıyla konuşmasını sona erdiren Şen, daha iyi bir dünya için dua edilmesi ve birlikte çalışılması gerektiğini vurguladı.
DİTİB Eyalet Birliği’nin daveti üzerine iftar programına katılan Rheinland-Pfalz Eyalet Başbakanı Malu Dreyer, iftar davetlerine katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ramazan, birlik ve barış için bir fırsat
İftarın Müslümanlar için önemine ve bu özel ayın bereketine vurgu yapan Başbakan Dreyer, Ramazan’ın Müslümanlar için ne kadar önemli olduğunu ve iftarın bu dönemde özel bir anlam taşıdığını belirterek, şöyle konuştu: “Ramazan bir bereket ayıdır, bir cemaat ayıdır. Ve her yıl yeniden, Ramazan bir an için durup hayatımızda gerçekten neyin önemli olduğunu fark etme fırsatı da veriyor. Oruç tutmak, iftar açmak ve aynı zamanda birbirimizle barış ve dayanışma içinde yaşamak gibi önemli bir rol oynar. Tüm bunlar Ramazan’da özel bir rol oynar. Hıristiyanlar arasında da bu değerlere çok aşina olduğumuzu söyleyebilirim.”
DİTİB’e övgü ve 40’ıncı yıl kutlaması
DİTİB’in 40’ıncı kuruluş yıl dönümünü kutlayan Dreyer, DİTİB’in Almanya’daki Müslüman toplumunu temsil edilmesi için yaptığı çabalar üzerinde durdu ve Müslüman toplumunun önemine ve genç neslin sorumluluk almasına değindi.
Çeşitlilik Almanya’nın zenginliğidir ve korunmalıdır
Demokrasinin korunması ve aşırı sağcı ideolojilere karşı mücadele etmenin önemini vurgulayan Dreyer, “Alman anayasamızın vaadi ve birinci maddesinde insan onuru dokunulmazdır ve her insanın temel bir hakkı vardır. Ve insanların korkmadan farklı olabileceğine dair bir vaattir. Her insanın sahip olduğu temel haktır. Birinin nereden geldiği, birinin neye inandığı, birinin neyi sevdiği, birinin neye benzediği, hasta, sağlıklı ya da engelli olup olmadığı önemli değildir. Hepsi ülkemize aittir ve hepsinin ülkemizde saygı ve tanınma hakkı vardır” ifadelerini kullandı.
Birlikte yaşamak ülkeyi güçlendirir
Antisemitizm ve nefret söylemiyle mücadele edilmesi ve bu tür ayrımcılığa karşı net bir duruş sergilenmesi gerektiğinin altını çizen Dreyer, İsrail ve Filistin çatışmasının barışçıl çözüme kavuşturulması gerektiği ve her iki halkın haklarının korunması gerektiğini dile getirdi. Eyalette 1,2 milyonu göçmen kökenli olmak üzere yaklaşık 4 milyon insanın yaşadığını söyleyebilmekten mutluluk duyduğunu söyleyen Dreyer, “Biz ayrım yapmıyoruz, biz ve onlar demiyor, biz birlikte biziz diyoruz. Ve bu ülkeyi büyük ve güçlü kılan da budur. Artık bu kadar insanın ülkemizde olmaması düşünülemez. Onlar sadece burada çalışan insanlar değil, aynı zamanda komşularımız, arkadaşlarımızdır. Deneyimlerimizi paylaşıyoruz ve ülkemizi bu kadar zengin ve güçlü kılan da budur” diye konuştu.
DİTİB’in Müslüman toplumunu güçlendirmek adına attığı adımlara değinen Dreyer, üniversitelerde İslam dersleri ve teoloji bölümlerinin kurulması hedefine vurgu yaptı.
Anayasal hakların korunması temel görevimiz
Toplumun çeşitliliğini ve farklılıklarını kabul etmenin önemini ifade eden Dreyer, “Bu ülkede ne istediğimiz konusunda net bir duruşumuz var. Anayasal bir devlet olarak, ülkemizdeki haklarınızın ve saygınlığınızın sonsuza kadar korunmasını sağlayacağımızdan emin olabilirsiniz. Bu da bizim için önemli bir görevdir. Birbirinizi tanımak, birbirinizi takdir etmeyi öğrenmek ve neden farklı olduğunuzu anlamak her zaman çok anlamlıdır. Ancak o zaman gerçekten büyük bir zenginlik olduğunu, hepimizin farklı olduğunu ve yine de birlikte büyük bir biz olduğumuzu hissedebilirsiniz. Bunun için çok teşekkür ederim ve bunu akılda tutarak, mübarek bir iftar ve huzurlu bir oruç ayı geçirmenizi dilerim” diye konuştu.
Ramazan toplumsal bağları güçlendirir
Ramazan ayının ve sosyal sorumluluğun önemi ile toplumsal dayanışmaya vurgu yapan DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Mainz’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Ramazan ayı çok önemli bir aydır. Aile, komşuluk ve sosyal buluşmalarla dolu bir aydır. Kur’an, dini hizmetler ve camilerin ayıdır. Ramazan ayı biz Müslümanlar için bir saadet kaynağıdır. Dayanışma ve yardımlaşmanın önemli bir pekiştiricisi ve dolayısıyla sosyal uyumun temel taşıdır. Ramazan bizi birbirimize bağlayan sosyal, insani ve dini bağları tanımaya, güçlendirmeye ve onurlandırmaya teşvik eder. Bireylerin ve toplumların uzlaşma, anlaşmazlıkları çözme ve barışa katkıda bulunma çağrısında bulunulduğunu bir aydır” ifadelerini kullandı.
İnsanlık birbirine emanettir
Geçen yılın zorluklarına ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan acı olaylara değinen Kuzey, Savaş ve kriz bölgelerindeki insanların Ramazan’ı hayal ettiğinde duyulan acıyı vurgulayarak başta Gazze olmak üzere savaşları sona erdirmek ve kriz bölgelerine yardım etmek için dünya kamuoyuna barış ve yardım çağrısında bulundu. Kuzey, “Dini bir cemaat olarak, tıpkı diğer sosyal aktörler gibi birbirimize karşı sorumluluk taşıyoruz, çünkü biz insanlar birbirimize emanetiz” diye konuştu.
DİTİB’in 40’ıncı yılı: Müslüman topluluğun başarısı
DİTİB, 5 Temmuz’da 40’ıncı kuruluş yıl dönümünü kutlayacağını belirten Kuzey, konuşmasını şöyle sürdürdü: “40 sayısının semavi dinlerde özel bir anlamı vardır. Son kırk yılda inanılmaz miktarda değişim ve gelişim yaşandı. Gençlere, kadınlara, velilere yönelik temsili 16 eyalet birliği ile 1 milyondan fazla Müslümanı ve 30 binden fazla aktif gönüllüyü DİTİB’e bağlı 858 camimizde bir araya getiriyoruz. Ve tüm bu 40 yıllık gelişimi hiçbir aksama olmadan tamamlayabildik. Ancak, varmak ve kabul edilmek de bir o kadar önemlidir. Müslümanlar, cemaatleri ve toplulukları her alanda eşit ortaklar olarak yer alabilirse başarılı olabilir. Bir dernek olarak, 40 yıl sonra DİTİB’in “anayasası ve üye sayısı ile kalıcılık garantisi sunması” nedeniyle, dini anayasa hukuku kapsamında kurumsal statü verilmesi için gereken şartları çoktan yerine getirdik. Bugün size ve eyalet hükümetinize anayasal yolu izlediğiniz ve Müslümanlara tam vatandaş muamelesi yaptığınız için şahsen teşekkür edebilmekten memnuniyet duyuyorum.”
Kamu aktörlerine teşekkür ve destek
Etnik, kültürel ve dini çeşitliliği herkesin eşit haklara sahip olduğu toplumsal bir zenginlik olarak görmeyi mümkün kılındığını dile getiren Kuzey, konuşmasını, “Devlet anlaşmaları, yeni cami binaları, halka açık ezanlar, Köln ve Frankfurt’ta olduğu gibi Ramazan için sokak aydınlatmaları, Müslümanların burada kendilerini evlerinde hissettiriyor. Ayrıca, Ramazan ayının başlangıcında teşvik edici ve ilham verici mesajlar gönderen başta Federal Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm kamu aktörlerine ve siyasetçilere teşekkür ediyorum. Çünkü ancak bu şekilde bu ülkedeki her bir Müslüman, her bir cami kendini bu ülke toplumunun bir parçası olarak hissedebilir. Özellikle bu zor zamanlarda, bilinçli bir dayanışma ve merhamet evresi olarak Ramazan, birlikteliğin temeli olarak ortak sosyal sorumluluk için de büyük önem taşıyor” diyerek bitirdi.Kuzey, Rheinland-Pfalz Eyalet Başbakanı Malu Dreyer’i iftar sofrasında ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Dünya krizleriyle buruk Ramazan
Camiler, birlik ve beraberlik ruhunun pekiştiği ve toplumsal dayanışmanın temellerinin atıldığı önemli mekânlar olduğuna vurgu yapan Mainz Başkonsolosu Mehmet Akif İnam da şöyle konuştu: “Ramazan ayı barış, kardeşlik, dayanışma, paylaşma ve rahmet ayıdır. Ramazan, hoşgörü, merhamet, sabır ve insanlık değerlerinin vurgulandığı bir aydır. Ancak dünya genelinde yaşanan krizler ve acılar nedeniyle Ramazan ayını buruk karşılıyoruz. Dualarımızla bu ayın millete ve tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini diliyorum. Bölgedeki dernekler ve sivil toplum kuruluşları Ramazan ruhuna uygun etkinlikler düzenliyorlar. Alman dostlarımızın katılımı bu birlik ve dayanışma ruhunu güçlendiriyor. Başbakan Dreyer’in iftara katılımı ve kapsayıcı toplum için gösterdiği çaba memnuniyet vericidir. Rheinland-Pfalz Eyaleti’nin hoşgörülü ve kapsayıcı yapısını da övüyorum. Başbakan’a teşekkürlerimi sunuyorum. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Konuşmaların ardından okunan ezan ile birlikte ikram edilen iftar menüsüyle oruçlar açıldı. Program karşılıklı sohbetlerle devam etti.